Dil Bölümü (YKS-DİL) Tercihi Yaparken Nelere Dikkat Etmeli?

Yılın bu zamanı üniversite giriş sınavı sonuçlarının açıklandığı ve öğrencilerin artık hangi bölümü yazmaları gerektiğini düşündüğü dönem. Dört yıllık eğitim sürecinin öğrencinin hayatını doğrudan etkileyeceğini de düşünürsek bu dönemde doğru karar vermek en az sınava iyi hazırlanmak kadar hayati diyebiliriz. Peki yabancı dil öğrencileri tercih döneminde nelere dikkat etmeliler? Bu yazımızda dil bölümü öğrencilerinin yabancı dil bölümlerini tercih ederken nelere dikkat etmeleri gerektiğini ele alacağız.




Tercih döneminde ilk olarak karar verilmesi gereken en önemli şey öğrencinin hangi mesleği yapmak istediğidir. Maalesef birçok öğrenci yapmak istediği mesleğe karar vermeden doğrudan sıralaması üzerinden öğretmenlik, tercümanlık, dil edebiyat ve dilbilim bölümleri arasından rastgele tercih yapmaktadır ve sonrasında yaptığı tercihten pişman olmaktadır. Bir öğrencinin öncelikli olarak karar vermesi gereken şey çalışmak istediği meslektir. Dil bölümünde ağırlıklı meslekler öğretmenlik, tercümanlık ve akademisyenliktir. Tercih yapacak öğrencinin bu mesleklerden hangisini yapmak istediğine karar vermesi gerekir. Birçok öğrenci zaten tercih dönemine kadar bu noktada kararını çoktan vermiş olur. Kararını vermemiş bir öğrenci ise bu iki hafta içerisinde bu meslekleri detaylıca araştırarak, bu mesleği yapanlarla görüşüp artılarını ve eksilerini dinleyerek veya bu meslekleri kısa bir süreliğine yaparak (mesela bir dil kursunda bir süre kolay seviyede derslere girerek veya bir süre metin çevirisi yaparak) yapmak istediği mesleğe karar verebilir. Genellikle dil bölümlerinde meslekler arası geçiş yaygındır. Öğrenciler dilbilim veya dil edebiyat yazayım, nasıl olsa formasyon alıp öğretmenlik yaparım veya şirketlerde tercümanlık yaparım gibi düşüncelerde olabiliyorlar. Ki bu kısmen doğrudur da, İngiliz dili ve edebiyatı okuyan birçok iyi öğretmen olduğu gibi, İngilizce öğretmenliği okuyup alanında uzman mütercim-tercümanlar da mevcuttur. Ancak dört yıl İngilizce öğretimi ağırlıklı eğitim gören bir İngilizce öğretmenliği öğrencisinin dört yıl boyunca edebiyat ağırlıklı ders gören bir İngiliz dili ve edebiyatı öğrencisine göre öğretmenlik konusunda çok daha avantajlı olduğu da açıktır. Benzer şekilde dört yıl boyunca mütercim-tercümanlık odaklı dersler gören bir öğrencinin de tercümanlık konusunda dört yıl boyunca öğretmenlik ağırlıklı dersler gören bir öğrenciye göre avantajlı olacağı aşikardır. Öğrencilerin bunu iyi değerlendirmeleri gerekir. İngilizce öğretmeni olmak isteyen öğrencilerin önceliği daha iyi puana sahip başka bir bölüm değil mutlaka İngilizce öğretmenliği olmalıdır. Benzer şekilde İngiliz edebiyatı alanında akademisyen olmak isteyen bir öğrenci de tercih sıralamasını tüm bölümlerin sıralamaları ve kaliteleri üzerinden değil sadece İngiliz dili ve edebiyatı üzerinden yapmalıdır.

Peki yapmak istediğimiz mesleğe ve seçeceğimiz bölüme karar verdik. Bundan sonrasında ne yapmalıyız? Burada yapılan en büyük yanlış ise sadece puanlar ve sıralamalar üzerinden tercih yapmaktır. Bir bölümün puanını belirleyen birçok faktör vardır. Bunların en önemlileri üniversitenin genel kalitesi, bölümün kalitesi, üniversitenin bulunduğu şehir, kampüs imkanları ve öğrencilerin genel tercih eğilimleridir. Yani bölümün puanını sadece bölümün kendi kalitesi belirlemez. Ancak tercih yaparken en önemsenmesi gereken faktör bölümün kendi kalitesidir. Örneğin X bölümünün puanı Y bölümünden fazla olabilir. Ancak bu puan farkı X bölümünün kendi kalitesinden daha çok bulunduğu üniversitenin genel puanlarının yüksek olması ve metropolde bulunmasından kaynaklanabilir. Ayrıca Y bölümü puanı daha az olmasına rağmen, X bölümünden daha kıdemli hocalara ve daha fazla lisansüstü programa (yüksek lisans ve doktora) sahip olabilir. Y'nin puanının daha düşük olması ise bulunduğu üniversitenin genel puanlarının daha düşük olmasından ve büyükşehirlerden birinde olmamasından kaynaklanabilir. Bu konuda fikir edinmek için yapılacak şey çok basittir. Öğrenci seçmek istediği mesleğe karar verdikten sonra sıralamasının yakın olduğu üniversitelerden bir hedef liste çıkarır. Hedef listesini internetten tek tek araştırır. Örneğin X üniversitesi İngilizce öğretmenliği bölümü şeklinde Google'da arama yapılır. Buradan ise sırasıyla ilgili bölümün toplam hoca sayısını ve ünvanlarını (hoca sayısı ve ünvan hem derslerin genel verimliliği hem de üniversitenin yüksek lisans ve doktora programları açabilmesi için önemlidir, ayrıca kişi başına ne kadar az öğrenci düşerse eğitim ve rehberlik de o kadar verimli olur), üniversitenin lisansüstü programlarını (yüksek lisans ve doktora programı olup olmadığını), bölümün ilgili alanda bir kulübe sahip olup olmadığını (öğrenci faaliyetleri mesleki gelişim açısından en az dersler kadar önemlidir) ve bölümün sağladığı diğer tüm imkanları inceler. Öğrenci buradaki notlarına ayrıca öğretmenlerinin ilgili bölümle alakalı görüşlerini ve bölümde okuyan öğrencilerin bölümle ilgili görüşlerini de ekler. Burada ise sadece birkaç öğrencinin görüşleri üzerinden değil mümkün olduğunca fazla kişinin görüşünü almak önemli. Sonuç olarak öğrenci sadece sıralamaya ve puana göre değil bu topladığı bilgilere göre hedef listesini daraltmalıdır veya öncelik listesini güncellemelidir.

Yapmak istediğimiz mesleğe ve tercih etmek istediğimiz bölüme karar verdik, sonrasında ilgili bölümleri internetten araştırdık, bunlarla ilgili detaylı bir bilgiye sahip olduk ve tercih listemizi daralttık. Peki bu noktadan sonra ne yapmalıyız? Bu noktadan sonra kararımızı vermek için eğer imkanımız varsa mutlaka tercih etmek istediğimiz üniversiteleri ve bölümleri ziyaret etmeliyiz. Bu ziyarette sırasıyla kampüsü ve imkanlarını incelemeli, hocalarla ve araştırma görevlileri ile birebir görüşüp bölüm ile ilgili bilgi almalı, bölümün derslerinin verildiği sınıfları ve sınıfların imkanlarını değerlendirmeli (teknolojik altyapı vb.), üniversitedeki öğrenci faaliyetlerini ve bu faaliyetler için tesis edilen imkanları incelemeli ve üniversitenin bulunduğu şehrin genel imkanlarını, fırsatlarını, pahalılık düzeyini değerlendirmeliyiz. Bu değerlendirmeleri yaptıktan sonra verilecek son karar çok daha doğru ve etkili olacaktır.

Son olarak eklemek istediğim bir nokta da şu. Tercihiniz ne olursa olsun genel başarınızı etkileyecek olan en önemli faktör sizsiniz. İmkanlar size faydalı olacak ancak bu fayda sizin genel performansınızın önüne asla geçemeyecektir. Daha düşük puanlı X bölümüne giden bir öğrenci verimli bir lisans eğitimi süreci geçirerek kendini iyi bir şekilde geliştirerek daha yüksek puanlı Y bölümüne giden öğrencilerden daha başarılı bir şekilde mezun olabilir. Bu yüzden öğrenci nereye yerleşirse yerleşsin önündeki dört sene boyunca kendini geliştirmek için elinden geleni yapmalı, her fırsatı değerlendirmeli, akademik ve mesleki açılardan kendisini geliştirmeli, ulusal ve uluslararası sınavlarda (YDS, TOEFL, IELTS, ALES) yüksek puanlar almaya çalışmalı ve ortalamasını yüksek tutmalıdır. Bunları yaptığı sürece nerede okursa okusun başarılı bir akademik ve profesyonel hayat geçirecektir.

Tercih dönemiyle ilgili takıldığınız ve sormak istediklerinizi memrealtinbas@gmail.com adresi aracılığıyla bana iletebilirsiniz. Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.

Tüm öğrencilere iyi bir lisans eğitim süreci dilerim.

No comments:

Post a Comment